Beş yıl önce Su Can’ın ailesi öldürüldü ve Su Can kaçabildiği için şanslıydı. Beş yıl sonra, öğrencileriyle birlikte Guangzhou’ya döndüğünde, Guangzhou’da bir takım olaylar meydana geldi.
Uzun zamandır ilişki içinde olan ve geleceklerini birlikte planlayıp inşa eden bir çifti konu alıyor.
Byeong-Soo (Kwak Do-Won) küçük bir kasabada dedektif olarak çalışıyor. Ailesini Filipinler’e bir yolculuğa çıkarır ve ilk kez yurtdışına çıkar. Bir suç örgütünün katili olan Patric’in (Kim Hee-Won) planladığı bir suça karışır. Byeong-Soo, cinayet zanlısı olur.
Şehirde bir seri katil vardır. Cinayet büro amiri bu rastgele cinayetlerin seri katil işi olmadığına inansa da komiser Kim Moo-Yeol, bu olayların birbiriyle bağlantılı olduğuna inanmaktadır. Son derece idealist ve kanunlara sadık olan bu komiser aynı zamanda ülkenin güçlü mafya liderlerinden biri olan Jang Dong-soo’nun kumarhanelerine sürekli baskın yapmaktadır. Fakat seri katilin bir sonraki hedefi bu mafya lideridir. Saldırıdan yaralı kurtulan mafya lideri ve polis teşkilatını seri katil konusunda ikna edemeyen komiser, seri katili yakalamak için güçlerini birleştirir. Fakat yakaladıktan sonra ona ne yapacakları konusunda fikir ayrılıkları vardır.
Bir dolandırıcı ve sözde bir film yapım ekibi, kederli iki genç kadının hayatına zorla girer. Ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Bilinmeyen bir hastalık aniden baş gösterir, bölgesel yıkımlara sebep olur. Hastalık solunum yoluyla bulaşmaktadır ve hastalığı kaptıktan 36 saat sonra ölüm gerçekleşmektedir. Salgını kontrol altına alabilmek için insanlar çaresizlik içinde mücadele ederler…
Kral Jeongjo (Hyun-Bin) yalnızca bir yıldır iktidardadır. Ancak şimdiden hayatına ve elinde tuttuğu güce karşı birkaç surikast girişimi geçirmiştir. Yalnızca Sang-Chaek (Jung Jae-Young) isimli haremağasına ve Hong Kook-Young (Park Sung-Woong) isimli Geumwiyoung Komutanı’na güvenmektedir. Öte yandan Kraliçe Jungsoon (Han Ji-Min) ve Noron sınıfından tebaalar Kral Jeongjo’ya suikast hazırlamaktadırlar. Sarayın dışında ise Eul-Soo (Cho Jung-Seok), Gwang-Bae (Cho Jae-Hyun) tarafından seçkin bir suikastçı olarak yetiştirilmiştir. Gwang-Bae, Eul-Soo’ya Kral Jeongjo’yu öldürmesini emreder. Aksi taktirde tek aşkı Wol-Hye (Jung Eun-Chae) öldürülecektir.
Dong-Hyun(Jin Young) bir lise öğrencisidir. Bir gün çatıdan düşerken yoldan geçen Pan-Soo’nun(Park Sung-Woong) üstüne düşer. Pan-Soo bir suç organizasyonun bir üyesidir. İkisi de hastanede uyandığında bedenlerinin değiştiğini fark ederler.
Ağabeyi yüzünden gücünü kaybeden bir Baduk oyuncusu statüsünü yeniden kazanmaya çalışır. Efsanevi Baduk kralları tarafından yetiştirilir.
Gwi-Soo (Kwon Sang-Woo), bir “Go” isimli masaüstü oyunda herşeyini kaybeder. Ustaları olan Heo Il-Do (Kim Sung-Kyun) ve Ddong (Kim Hee-Won) vasıtasıyla, Gwi-Soo yüksek risk ve kazanç içeren bir “Go” bahsine girer. Rakipleri ise; Busan Weeds (Heo Sung-Tae), Loner (Woo Do-Hwan) ve Shaman Jangsung (Won Hyun-Joon) başta olmak üzere her şehrin “Go” ustalarıdır.
Yarbay Dae Ik, başarı hayaliyle ordunun lojistik merkezinde kilit bir pozisyon olarak çalışıyor. Bir hava kuvvetleri pilotu, savaş uçağı parçalarının ve seçim yöntemlerinin iyileştirilmesini ister. Dae Ik, talebi ihmal eder. Birkaç gün sonra, uçuş sırasında bir uçak düşer ve pilot komaya girer ve askeri yetkililer, pilotun neden olduğu kazayı örtbas etmeye çalışır.
Jaecaui (öldükten sonra dirilen ve konuşabilen cesetler) tarafından gizemli bir seri cinayet vakası gerçekleşir. Bu bedenler birileri tarafından manipüle edilir.
Film, karısının katilini ve adalet arayışının hikayesini izleyen Yeong-hoon (Song Sae-Byeok) adında bir adam hakkındadır.
Yoksulluk içinde yaşayan Hwa-yeon kendisini kralın cariyelerinden biri olarak sunmaya karar verir. Saraya girer girmez, iki adam megaloman ve içkici Büyük Prens Seong-won tarafından yakalanır. Kwon-yoo ise Hwa-yeon için duyduğu arzu ortaya çıkarsa her şeyini kaybedecektir. Siyasi entrikalar bu aşk üçgenini etkilemeye başlayınca, saray bu karakterlerin yaşam mücadelesi vereceği bir tutku ve takıntı yeri haline gelecektir.
Ani bir kazada karısını kaybeden mimar Sang Won ve kızı Yi Na, yabancılaşmış ilişkilerini yeniden kurmak için yeni bir eve taşınır. Sang Won, Yi Na’ya yaklaşmaya çalışır, ancak ilişkileri zar zor iyileşir. Bir gün, Yi Na yeni bir arkadaş edindiğini söyledikten sonra neşelenmeye başlar. Ancak, Yi Na’nın dolabından garip sesler gelmeye başlar ve anormal davranmaya başlar. Ve bundan kısa bir süre sonra, Sang Won da garip rüyalar görmeye başlar ve kızı aniden kaybolur. Sang Na, Yi Na’yı ararken, Yi Na’nın ortadan kaybolan ilk kişi olmadığını ve son 10 yıldır diğer 32 kayıp çocuğu aradığını söyleyen Kyung Hoon adında gizemli bir adamdan bir telefon alır. Sang Won ve Kyung Hoon daha sonra Yi Na’yı bulmak ve kayıp çocukların gizemini çözmek için güçlerini birleştirir.
Bir telefon görüşmesi aracılığı ile farklı zamanlarda yaşayan iki kadının bağlantı kurmasını konu almaktadır. 2019 yılında yaşayan Seo-Yeon (Park Shin-Hye) uzun süre sonra döndüğü evine eski bir telefon bağlar. Bir gün, telefon çalar ve telefondaki kişi, 1999 yılında yaşayan Young-Sook (Jeon Jong-Seo) adlı bir yabancıdır. Daha sonra, Seo-Yeon yaşadığı şuanki evde, 20 yıl önce Young-Sook’un da yaşadığını öğrenir. Seo-Yeon ve Young-Sook yaptıkları bu telefon görüşmeleri sayesinde arkadaş olurlar. Aradan zaman geçer, Seo-Yeon ve Young-Sook geleceklerini ve hayatlarını değiştirecek bir seçim yaparlar. Young-Sook, 20 yıl önce, hayatını kaybeden Seo-Yeon’un babasının (Park Ho-San) hayatını kurtarır. Buna karşılık olarak, Seo-Yeon, Young-Sook’un 2019 yılındaki geleceğini araştırır ve Young-Sook’a söyler. Korkunç bir geleceğin onu beklediğini öğrenen Young-Sook, geleceğini düzeltebilmek için Seo-Yeon’u tehdit etmeye başlar.
Oishi Tsubame, 14 yaşında bir kızdır. Komşusu üniversite öğrencisi olan Toru’ya aşıktır. Tsubame, babası Toshio ve üvey annesi Asako ile sıcak bir ortamda yaşar ama bir gün Asako’nun hamile olduğunu öğrenir. Üvey annesinin hamileliği yüzünden kendini dışlanmış hisseder ve Toru’ya aşkını nasıl anlatacağıyla mücadele ettiği için de hayal kırıklığına uğramış durumdadır. Kaligrafi dersinin çatısı, Tsubame’nin teselli bulabileceği tek yerdir. Orada rüzgarı hisseder ve yıldızlara bakar. Bir gece, Tsubame her zamanki gibi çatıya çıkar. Garip bir kickboard scooter bulur ve önünde gizemli yaşlı bir kadın Hoshi-baa belirir.
Binhai limanı bölgesinde bir petrol boru hattı patlamasından sonra, sadece deniz değil, aynı zamanda liman binaları da yanıyor. Alev şehrin her tarafına yayılmak üzeredir ve kükreyen alev ile şehrin sakinleri arasında sadece bir grup kararlı ve cesur Çinli itfaiyeci durmaktadır.
1801’de yeni bir kral, bir alimi bir adaya sürgün etmeye karar verir ve burada Konfüçyüsçülüğe hayran olan ve deniz hakkında büyük bilgisi olan genç bir balıkçıyla tanışır. Büyülenen bilgin, balıkçının yardımıyla deniz hakkında bir kitap yazmaya karar verir.